Hukuk Nedir?
Hukukun tanımı zordur aslında, tanımı kişiden kişiye değişen bir özelliktedir. Bana göre bir hayat felsefesidir belki, sana göre ise basit kurallar dizimi. Bazıları için ise bir hiç. Fakat değişmeyen şudur ki: Benim ya da senin tanımına bakmaksızın, yaptırımı kuvvetli, insanı caydıran, hatta belki korkutan yasaklardır. Her yasak bir hukuk olmak zorunda değildir ama her hukukun kendine has yasakları vardır. Örneğin bir kadının çocuğuna ‘onu elleme yasak’ demesi hukuku ilgilendirmez. Fakat çocuğunu görmeye izni olmayan bir babanın çocuğuna dokunması hukuku ilgilendirir.
Her insanın az ya da çok hukuk hakkında bilgisi vardır, olmalıdır da. Bu bilgi düzeyinde davranışlarını sınırlarlar. İnsanlar nerede, ne zaman, nasıl davranacağını ya da neyin iyi neyin kötü olduğunu hukuk sayesinde kavrar. Bu kavranan iyilik-kötülükler aslında bir nevi kısıtlamalardır. Hukukun kapsadığı yasaklar, insan davranışını o derece etkiler ve yönlendirir. Zaten insan hayatında kısıtlama olmasaydı, kısıtlanacak ya da kısıtlanmayacak bir hayatın mümkün olması oldukça zor olurdu.
İnsan, hayatının ve başkalarının hayatlarının güven içinde olmasını ister. Bunun için yasalara ihtiyaç vardır. İhtiyaçların karşılanmadığı bir ülke de güven ve huzur içinde olamaz. İnsan hayatı kolay değildir, zordur. Ve yasalar bunu daha da zorlaştırmaya çalışmaz. Sonuç olarak yasalar insan hayatını kolaylaştıran ve insan hayatını koruyan kurallar bütünüdür.
İnsan hayatını yaşanır ve adil kılan şey, hukuktur. Hukuk kişilerin birey olmaktan kaynaklanan temel hak ve özgürlüklerini güvence altına almıştır. E. Zola “Adaletin olmadığı yer vatan değildir.” demiş. Konfüçyüs ise “Adaletsiz bir devlet vahşi bir hayvandan daha tehlikelidir.” Demiştir.
Sonuç olarak hukukun olmadığı bir yerde eşitlikten, huzurdan, barıştan, adaletten ve toplumsal düzenden bahsedilemez. Hukuk; ekmek, su gibi temel bir ihtiyaçtır ve olmadığında bir yıkım söz konusu olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder