2 Eylül 2014 Salı

Devlet Nedir?

Devlet nedir ?

“Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık[1]” veya “niteliklerinden biri bazen egemenlik kavramıyla dile getirilen bir toplumu oluşturan insan bireylerinin üzerinde ve onlardan üstün bir varlık[2]” günümüzdeki devlet tanımlarındandır. Tarihte çok farklı devlet tanımları olmuştur. Bugün de üzerinde anlaşılan bir devlet tanımı yoktur. Tanımında uzlaşılsın veya uzlaşılmasın bu toplumbilimsel varlığın neden ve nasıl ortaya çıktığı anlamamıza yardımcı olacaktır. Ortaya çıkışta duyulan ihtiyaçlar ve kuruluş yöntemi bize devletin geleceği hakkında da önemli betimlemeler yapacaktır.
İlk “devlet” diye nitelendirilebilecek bireyler üstü varlıkların oluşumunda çeşitli teoriler mevcuttur.  Franz Oppenheimer Devlet adlı eserinde fetih kuramını oluşturarak,  “hareketli çoban  toplumların yerleşik tarımcı toplumları yenilgiye uğratıp haraç almalarını ve bu haraca araç olarak da devlet adlı örgütü oluşturduklarını[3] söyler. Oppenheimer:  Devlet:  Platon’da “birlikte yaşama zorunluluğundan doğan” iken, Aristoteles’te “doğal bir oluşum” Ancillon’da dil, gibi iletişim ve toplumsallıktan doğan, Hobbes’da herkesin herkese karşı savaşını sona erdirmek için ortaya çıkan, Rousseau, Spinoza ve Locke da toplum sözleşmesinin sonucu, Fichte’de saf insan amacının yüce aracı, Schelling’de mutlak olan, Hegel’de tözel irade olarak ahlaksal tin, Cicero’da hukukun sonucu olarak betimlenir der.[4] Bunlara karşı çıkarak egemenlik aracı olarak devleti anlatır.
emperyalizm ve devlet karikatur devlet nedirDevlet nedir sorusuna cevap veren Julian Steward ilk devlet tipi oluşumların “sulama” gibi işçi organizasyonu gerektiren eylemler sonucu ortaya çıktığını savunur. Robert Carneiro, “nüfus baskısı”nın itici güç olduğunu söyler. Artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılayamayan kabile çevre kabilelerin alanlarına doğru genişleme ihtiyacı hisseder. Ele geçirdikleri yerdeki mağlup olanlar haraç verir ve başat etnik grup egemenliğinde yaşar. Robert Lowie ve  ise işbirliği ve merkezi yönetimden yararlar elde eden halkın oluşturduğu kullanışlı bir dernek fikrinde yoğunlaşır. Bunlar ve diğer görüşler temelde iki gruba ayrılabilir: 1- Devleti toplumsal eşitsizlik olgusuna dayandıran, 2- Devleti toplum sözleşmesi olayına dayandıran. [5]
Bir miktar insan, belli bir toprak parçası ve belli yönetim biçimi özetiyle tanımlar oluşturulabilir. Yalnız bu özelliklerden ziyade “sınıf üstünlüğü örgütü” olarak tanımlayan Engels’te devletten bir kesimin diğerleri üzerindeki üstünlüğünü koruma aracı olarak bahsedilir. J.M.Claessen ve Peter Skalnik’ e göre: 1-tabakalaşmaya yeterli sayıda nüfus 2-yurttaşlık 3- merkezi egemen güç hükümet 4- bağımsızlığını koruma gücü 5-verimlilik ve sürdürülebilirlik 6- toplumsal tabakalaşma 7- yöneticilerin meşruiyetini dayandırdıkları ortak ideoloji[6]  erken devlet olmanın yeter özellikleridir.

Demokrasi Üzerine-Charlie Chaplin

Hükümet Demokrasi ve Devletle İlgili Özlü Sözler- Aforizmalar- FelsefeÖzür dilerim ama ben imparator olmak istemiyorum. İnsanlara hükmetmek ya da ülkeler fethetmek istemiyorum, bunlar beni ilgilendirmiyor. Benim amacım elimden geldiğince herkese yardım etmek; Yahudi, Katolik, siyah ya da beyaz tenli olsun fark etmez. Aslında hepimiz birbirimize yardım etmek istiyoruz, insanlık bunu gerektirir çünkü. Hayatımızı diğerlerinin acıları üzerine değil, mutlulukları üzerine kurmak isteriz. Kimseden nefret etmek ya da kimseyi hor görmek istemiyoruz.
Yeryüzünde herkese yetecek kadar yer ve zenginlik var. Hayat hür ve mutlu bir şekilde yaşanmalı ama biz bu doğru yoldan koptuk.
Hırs; insan ruhunu zehirledi, insanlar arasına nefret duvarları ördü ve bizi sefalet ve katliamlara sürükledi. Hayatı daha hızlı yaşıyoruz belki ama kendimizi dış dünyaya kapattık, makineleşme ise bolluk getirecekken, bereketi götürdü. Artan bilgimiz bize kibir verdi, zekâmız da nezaketimizi ve anlayışımızı düşürdü. Çok düşünüyoruz ve az hissediyoruz. Oysa makinelerden çok insanlığa muhtacız. Zekâdan çok nezaket ve anlayışa ihtiyacımız var. Aksi takdirde hayat bir kargaşa olur ve yitik bir hâle döneriz.
Uçak ve radyo gibi icatlar bizi birbirimize yaklaştırdı. Zaten bu icatların ortaya çıkma sebepleri, insanların içindeki kardeşlik duygusu ve iyiliğin ispatıdır. İşte, şu anda söylediklerim tüm insanlara ulaşıyor; insanların özgürlüklerini ellerinden alıp onlara işkence eden bir sistemin kurbanı olan ümitsiz kadınlara, erkeklere ve çocuklara. Beni duyanlara sesleniyorum, umudunuzu yitirmeyin! Üzerimizdeki kara bulutların sebebi; hırslarının kölesi olanların, insanlığın gelişiminden korkmalarıdır. Bu nefret, diktatörlerin ölümüyle birlikte ortadan kalkacaktır. Böylece onların halktan çaldıkları güç de halka geri dönecektir. İnsanlar ölse bile hürriyet ölmez!
Askerler; kendinizi bu canilerin eline bırakmayın çünkü onlar sizi aşağılar, sizi köle yapar, sizi bir sürüye çevirir, size ne yapmanızı, ne düşünmenizi, ne hissetmenizi dikte eder, sizi ezerler ve sizi sürü yerine koyup göz göre göre ölüme yollarlar!
Kendinizi bu insanlıktan çıkmış, makineleşmiş kalplere sahip makineleşmiş insanların ellerine bırakmayın. Siz ne makine ne de sürüsünüz! Siz insansınız, kalbi insanlık sevgisiyle dolu olan… Siz nefret etmezsiniz! Nefret; sadece sevilmeyenin ve insanlıktan çıkmış olanların bildiği bir şeydir. Askerler, esaret için değil, özgürlük için savaşın!
İncil’de de yazdığı gibi; “Cennet insanların içindedir.” Tek kişinin yahut bir zümrenin içinde değil, herkesin içindedir! Sizin de! Siz insanlar, kimisi gücünü makine üretmek için kimisi de mutlu olmak için harcayan insanlar. Bu sizin elinizde; gücünüzü hayatı özgür ve güzel bir hâle getirmek, onu hoş bir maceraya çevirmek içi harcayın. Demokrasi için bu gücü kullanalım, hepimiz birlik olalım! Yeni bir dünya için mücadele edelim; genç erkeklerin iş bulabildiği ve yaşlıların da ömürlerinin son demlerini huzurlu bir şekilde yaşadığı güzel bir dünya için. Böyle dünyalar vaat ederek, caniler iktidarı ele aldılar. Oysa onlar yalancıdır! Vaatlerini yerine getirmediler, getirmeyecekler de!
Diktatörler kendi hırslarının peşinde koşup başkalarını köleleştirdiler. Şimdi biz, bu vaatleri gerçekleştirmek için mücadele edelim! Özgür bir dünya için savaşalım; sınırların olmadığı, hırsın, nefretin ve hoşgörüsüzlüğün galebe çalmadığı bir dünya için. Özgür bir dünya için savaşalım; bilimin insanların iyiliği için kullanıldığı akılcı bir dünya için.
Askerler, demokrasi adına birleşelim!
Charlie Chaplin

Hukuk Felsefesi ve Kafka

Yasanın Önünde

Yasanın önünde bir kapı görevlisi durmaktadır. Taşradan bir adam bu kapı görevlisine gelip yasaya girmek için ricada bulunur. Ama kapı görevlisi, o an için içeri girmesine izin veremeyeceğini söyler. Bunun üzerine adam düşünür ve bu durumda daha sonra girip giremeyeceğini sorar. “Olabilir” diyen kapı görevlisi ekler: “ama şimdi değil”. Yasanın kapısı her zamanki gibi açık olduğundan ve kapı görevlisi kenara çekildiğinden, adam, kapıdan içerisini görebilmek için eğilir. Kapı görevlisi bunu fark ettiğinde güler ve şunları söyler: “Sana bu kadar çekici geliyorsa, yasağıma rağmen içeri girmeyi denesene. Ama dikkat et: Ben yetki sahibiyim. Ve yalnızca en alt kademedeki kapı görevlisiyim. Ama her bir salonun önünde, biri diğerinden daha yetkili kapı görevlileri duruyor. Ben bile, bir an için olsun üçüncü kapı görevlisinin gözüne görünmeye cesaret edemem.” Taşralı adam bu tür zorluklarla karşılaşmayı beklememiştir; yasa, herkes için ve her zaman ulaşılabilir olmalı, diye düşünmektedir, ama şimdi, kürk paltolu kapı görevlisinin büyük ve sivri burnuna, uzun, ince ve siyah Tatar bıyığına daha dikkatlice baktığında, içeri girmesene izin verilene kadar beklemesinin daha iyi olacağına karar verir. Kapı görevlisi ona bir tabure verir ve kapının yan tarafına oturmasını sağlar. Orada günler ve yıllar boyunca oturur. İçeri girmesine izin verilmesi için pek çok girişimde bulunur ve ricalarıyla kapı görevlisini yorar. Kapı görevlisi onu sık sık kısaca sorgular, memleketi ve başka pek çok şey hakkında sorular sorar, ama bunlar, büyük adamlarınkine benzeyen, kayıtsızca sorulmuş sorulardır ve bunların ardından, her seferinde, girmesine henüz izin veremeyeceğini söyler. Yolculuğa çıkmadan önce yanına pek çok şey almış olan adam, kapı görevlisini rüşvetle ikna etmek için, ne kadar değerli olduklarına bakmadan her şeyini kullanır. Kapı görevlisi hepsini kabul etse de, bir yandan da şunu söyler: “Bunu yalnızca, yapabileceğin bir şeyi yapmamış olduğunu düşünmemen için alıyorum.” Aradan geçen uzun yıllar boyunca adam neredeyse aralıksız olarak kapı görevlisini gözler. Diğer kapı görevlilerini unutur ve bu ilk kapı görevlisi ona yasaya ulaşmanın önündeki tek engel gibi görünür. Kötü kaderine ilk yıllarda kaba ve gürültülü bir şekilde lanet okur; sonradan, yaşlandıkça, yalnızca kendi kendine homurdanmaya başlar. Çocuklaşır ve kapı görevlisini yıllarca incelemesi sayesinde kürkünün yakasındaki pireleri bile tanımış olduğundan, pirelerden bile ona yardımcı olmalarını ve kapı görevlisini ikna etmelerini ister. Sonunda görme duyusu zayıflar ve gerçekten çevresi mi kararıyor yoksa yalnızca gözleri mi onu yanıltıyor, ayırt edemez olur. Ama şimdi, karanlıkta, yasanın kapısından çıkması engellenemeyen bir ışıltıyı fark eder. Fazla ömrü kalmamıştır. Ölümünden önce, aradan geçen tüm zaman boyunca edindiği deneyimler, kafasında, o ana kadar kapı görevlisine yöneltmemiş olduğu bir soruya dönüşür. Katılaşmış bedenini artık doğrultamadığından, ona el sallar. Aralarındaki boy farkı adamın aleyhine çok fazla değişmiş olduğundan, kapı görevlisi, ona doğru bir hayli eğilmek zorunda kalır. “Hâlâ ne öğrenmek istiyorsun?” diye sorar, kapı görevlisi: “doymak bilmiyorsun”. “Herkes yasa için uğraşıp didinir” diyen adam devam eder: “öyleyse nasıl oldu da, aradan geçen uzun yıllar boyunca benden başka hiç kimse içeri girme izni istemedi?” Adamın ölmek üzere olduğunu anlayan kapı görevlisi, sağırlaşmakta olan kulaklarına sesini duyurmak için haykırır: “Burada başka hiç kimse girme izni alamazdı, çünkü bu kapı yalnızca sana ayrılmıştı. Şimdi gidiyorum ve onu kapatıyorum.” 
Franz Kafka 

Hukuk Felsefesi

Hukuk Felsefesi, kanunları ve yasal sistemleri çalışan felsefe dalıdır. Konu hakkında kendi başlığında birçok terminolojik yapıt hukuk tartı Hukuk Felsefesi Nedir Giriş Eleştiri Anlam Özet Makale Eleştiri Kısacaokunabilir. Ancak felsefe okumak felsefi terimlere boğulmaktan ziyade hayattaki olayları okuyabilmektir. Felsefede esas olan da bilgi değil, sorulardır. Hukuk felsefesinin: Hukuk nedir?  Hangi haklar savunulmalıdır? Kurallar neyi savunur? Kanunlara uymak zorunlu mudur? Devletin yargılamasını geçerli kılan nedir? Devletin özel hayata müdahalesi ne zaman haklıdır? Kanun ve emir arasındaki fark nedir? Kanun ve ahlak ilişkisi, Yargıçların kanun uygulamadaki rolleri, özgürlüğün hukuktaki sınırları, avukatların ahlaki sorunları, hukuk ve güç ilişkisi gibi temel soruları vardır. Daha fazla soru için hukuk, adalet, yasa gibi kavramların hayattaki örneklerini düşünebilirsiniz. Ya da Kafka gibi garip yazarlardan alıntı yazarak işin farklı boyutlarını düşünebilirsiniz.
Hukuk felsefesi filozoflarca: hukuku mantıksal bütünlüğü içinde tanımlayan,tarihsel gelişimin ana hatlarını araştıran ve saf akıldan çıkan adalet düşüncesiyle hukuku değerlendiren disiplin olarak tanımlanır. Alf Ross’a göre: -Hukuk felsefesi,hukukun mahiyetini belirlemek veya hukuk kavramını açıklamak;kanun ve yaptırım sorunlarını incelemekle yükümlüdür. Hukuk felsefesi aynı zamanda hukukun amacının açıklanması sorunlarıyla da uğraşır.Dolayısıyla hukukun amacı olan adalet ilkesini inceler.Bu incelemede toplumsal ‘iyi’ olan adaletle,bireysel ‘iyi’ olan ahlak arasındaki ilişkiler de göz önünde bulundurulmalıdır. Radbruch’a göre: Hukuk felsefesi,hukuksal değerleri belirtme amacına yönelmelidir.Hukuk felsefesinin temel konusu,hukukun amacı ve sorunudur. Hukuk felsefesi,hukukun kaynağı ve evrimi;hukuk kurallarının oluşum ve gelişiminde etkili olan toplumsal faktörleri ve hukukla toplum arasındaki ilişkileri inceler. Tüm bu hukuk felsefesi tanımlarında hukuk,devlet ve adalet kavramları ilişkilidir.
Hukuk felsefesini bu görüşler etrafında şöyle tanımlayabiliriz: Hukuk felsefesi hukukun mahiyetini inceler,son amacını araştırır,hukukun kaynağı ve evrimi sorunlarıyla ilgili araştırmalar yapar.Hukuk felsefesi çalışmış kişilerce bazı okullar oluşturulmuştur. Örneğindoğal hukuk: Doğada içerilen yasalar bulunduğunu söyler. Haksız bir yasa gerçek bir yasa değildir. Hukuki pozitivizm  Jeremy Bentham, John Austin, H.L.Hart gibi filozoflarca ünlenmiştir. Bu fikre göre birçok toplumda insanların hukuka uyma eylemleri; ceza korkusuyla değil, hukuk koyucunun otoritesine ve geçerliliğine olan saygılarından kaynaklandığı idi. Bu bir yükümlülük duygusudur. Bundan dolayı insanlar hukuk kuralının gereklerini beğenmedikleri halde niçin uyduklarını açıklamaktadır.

Dava Özet

kafka dava Nedir Giriş Eleştiri Anlam hukuk felsefesi Özet Makale Eleştiri KısacaYukarıdaki öykünün de geçtiği Dava, iyi bir hukuk okumasıdır. Eserde: Joseph K. bankada çalışan iyi biridir. İçine kapanıktır, yakın arkadaşları bulunmayan bir bekardır. Bir sabah, iki kişi evine gelip tutuklandığını söyler. Ne suç işlediği veya kanunun hangi maddesine göre tutuklandığı hiçbir zaman söylenmez. Karşılaştığı kimseler de onu itham eder. Joseph K. Günlük işlerini yürütmekte serbesttir. Mahkeme işlemleri, belirli yerlerden uzaklarda, garip yerlerde yürütülür. Yargılama sırasında, hiç de beklenmedik zamanlarda saray görevlileri mahkemede görülür. Hiç kimse de işin iç yüzünü anlayamaz. Yargılama yıllarca sürmesine rağmen kimse beraat etmez. Bir yıl boyunca temyize gitmek için elinden geleni yapar.
Amcası, bu tür davalarda şöhret kazanmış bir avukat bulur. Avukat kötürümdür. Fakat, başkasının da yapamayacağını bilirler. Bir arkadaşın tavsiyesiyle yargıçlara yakın olan mahkeme ressamına da giderler. Ressam üç ihtimal söyler: Kesinlikle beraat, ki buna imkan yoktur; şartlı beraat, ki herhangi bir anda tutuklama olabilir; süresiz erteleme, ki ne beraat demektir ne de mahkumiyet. Daha sonra, avukatının davayı ihmal ettiğini sanarak başka birini bulmayı düşünür.  Diğer müvekkillere danışır. Bir gün kilisede, hapishane papazı ona seslenir. Onun mahkemenin niteliğini anlamadığını, diğerlerinin yardımına aşırı güvendiğini söyler. Dava’nın başlangıcından bir yıl sonra silindir şapkalı iki adam K.yi götürürler. Hiç direnmez. Onları cellat sanır. Mücadele azmini tamamen kaybetmiştir. Civardaki bir evin penceresinden ellerini dışarı uzatan birinin siluetini görür. K. bu hareketin neyi anlattığını anlayamaz. Tenha bir yerde iki adamdan biri K.yi boğazından tutarken,diğeri elindeki bıçağı kalbine indirir.
The following two tabs change content below.
Kaynak http://www.dmy.info/hukuk-felsefesi/

Platon Devlet Eserinde Felsefe

Platon Devlet Eserinde Felsefe

Platon Devlet adlı eserine doğruluk kavramını irdeleyerek başlar. Doğruluk sofistlerin iddia ettiği gibi “güçlüye göre şekillenen” değil; doğal olan, adalet ve ahlakın temellerinden biridir. Devletin nasıl ortaya çıktığına ilişkin fikirler, devletin nitelikleri ve devletin ideal özelliklerini sıralar. İyi askerlerin gereği, askerlerin iyi eğitimi elzemdir. Zira toplum sınıflara ayrılacaktır ve yöneticiler askerlerden çıkacaktır. Yanlış ve kötülük bilgi eksikliğinden gelir. İnsan bildiği ölçüde doğrudur. Askerler hakikati bilmelidir, böylelikle toplum doğru yönetilir.
Akropol platon devletToplumsal yapı evrensel ilkelerle işler. Bunları da filozoflar bilir. Mutlu bir hayat için filozoflar başta olmalıdır.  Devlet’te mülkiyet yoktur. Evlilik, meslek, çocuk kararları devletçe verilir. Filozof kralın yönettiği kapalı devlet, Platon’un Atina’daki gözlemleri sonucu şekillenmiştir. Çeşitli yönetim biçimlerinin nasıl kaybettiğini eserinde analiz eder. Mutluluk devletin etkinliğiyle mümkündür. “Devlet” eserinde hem devlet felsefesi hem de mutluluk felsefesinin göze çarptığı söylenebilir. Adalet, devlet ve bireyin niteliklerini diyaloglarla anlatır. Kallipolis, güzel şehir betimlenirken formlar, ruh, sanat felsefe gibi kavramlar da tartışılır.
Platon’un devlet anlayışı ve idealizmi bağlanırsa, devlette de “idea” ya uygun olanı, yani devlet olgusunun zaten var olan mükemmel biçimini bulmaya çalıştığını anlarız. İdealara ulaşmaya çalışan insana yol gösterir. İdeayı ararken, gerçekten kopulmaz, ve demokrasinin sıcaklığındansa teknokrasi yeğlenir. Tabi yöneticilerin sınıfı ya da ismi önemli değildir. Önemli olan filozof olmalarıdır. Çocukluktan itibaren devlet yönetimini almak üzere eğitilen çocuklar yaşlanınca filozof kral olurlar. Platon’un tam anlamıyla bir planlı ekonomi- planlı kültür- planlı yaşam betimlediğini söyleyebiliriz. Platon’a göre mutlu olmak için erdemli olmak gerekir. Erdem iyiliğin, iyilik de insanın ve toplumun en yüksek amacı olan, mutluluğun gerçekleşmesini sağlayacaktır. Erdemli olmak için sadece ruhun düzenlenmiş olması değil, insanın devlet içinde doğru işi yapıyor olması da gerekir. Mesleki iş bölümü ve işbirliği onun düzeninde temel örgedir.
Kaynak http://www.dmy.info/platon-devlet-incelemesi/

Sokratesin Savunması- Hukuk ve Devlet Eleştirisi

Sokrates'in Savunmasından

Beni suçlayanların üzerinizde nasıl bir etki bıraktıklarını bilemem, Atinalılar; ama öylesine inandırıcı konuştular ki, neredeyse bana kendimi unutturdular; ve gene de söylediklerinin hemen hemen tek bir sözcüğü bile doğru değil. Ama söyledikleri sayısız yalan arasında beni en çok biri şaşırttı: Sizlere benim tarafımdan aldatılmamak için kendinizi kollamanız gerektiği çünkü çok inandırıcı bir konuşmacı olduğum söylendi. Aslında ağzımı açar açmaz büyük bir konuşmacı olmaktan nasıl uzak olduğumu göstereceğimi bile bile bunu söylemeleri bana çok utanmazca göründü—hiç kuşkusuz usta bir konuşmacı ile demek istedikleri şey gerçekliği dile getiren biri değilse. Ama demek istedikleri buysa, usta bir konuşmacı olduğumu kabul ederim, hiç kuşkusuz onlarla aynı tarzda olmamak üzere. Evet, dediğim gibi, söyledikleri arasında gerçek tek bir sözcük bile yok; ama benden yalnızca gerçeği işiteceksiniz.

Atina demokrasisi çarşıda pazarda konuşan bir adama kafayı takmıştı. 2600 yıl önce demokrasiyle yönetilen, Akdeniz’i ticaret aracılığıyla yöneten bir sisteme sahiptiler. Bugünkü birçok devlete göre epey müreffeh bir yaşam sürüyorlardı. Dört bir taraftan zenginlik akıyordu. Doğudaki Persliler, rakip devletler ve filozoflarla savaşmak dışında toplumsal olarak her şey yolundaydı. Filozof Sokrates şehirde vatandaşlarla sohbet ediyor, öğrenme hevesindeki gençlere öğütler veriyordu. Ölümüne dek bir kitap yaymamış, bir organizasyonda bulunmamıştır. Sadece etrafta insanlarla sohbet eden bir adamdı.
Yukarıda ve aşağıda Sokrates’in Atina Devleti’nin mahkemesinde yargılanırken yaptığı konuşmanın başlangıç ve sonunu görüyorsunuz. Bu metin Platon tarafındanSavunma(Apoliga Sokratus) adıyla aktarılır. Eser mahkeme sürecini diyaloglarla anlatır. Yine Platon tarafından iki diyalogla daha mahkeme öncesi ve sonrası da aktarılır. Euthyphron mahkemenin hemen öncesini, Savunma mahkeme sürecini, Kriton ise mahkeme sonrasını anlatır. Platon bunları ilk elden anlatır ama mahkeme kayıtları değildir. Yine de Platon’un diyaloglarına güvenilir. Aslında Sokrates’in af dilemesi ve devletin diktelerini kabul etmesi amaçlanır. Ama Sokrates ölümü tercih eder. MÖ. 399′da, 70 yaşında, baldıran zehri içerek mahkemenin infazını kendisi uygular. Devlet, ister demokrasi olsun, ister tiranlık: bir amaçla bir araya gelen insanların topluluğudur. Her devletin en azından hayatta kalmak gibi amaçları vardır. Felsefe devlet dahil her şeyi sorgular. Tabi sorgulanmak devletlerin çoğu zaman işine gelmez. Devlet felsefe yapmaz. Çünkü kalabalıkları dikte yöntemiyle ortak paydaya getirir. Birçok insanı aynı amaca yöneltirken şüphe ederse insanlar kopmaya başlayacaktır. Bu yüzden sorgulama söz konusu bile olamaz. Devletin doğası gereği felsefe yapması beklenemez. Kendi parçası olan vatandaşlarına yapılmasına da izin vermez. Vatandaşlar da devletin çıkarları adına felsefeyi öldürmekte tereddüt etmezler. Bu tüm devletlerde böyledir. Felsefenin olduğu yerde gücü ele geçirenlerin halkı sömürmesinin engelleneceğinden, ve felsefenin devletin temel sömürü enstrümanlarını reddetmesinden ilişkileri iyi olamaz. Sokrates de büyük kültürlerinin başındaki güçlerden rahatsızdı. Halkı tanrılarla oyalayıp, insanları kullanan idareleri eleştirdi. İnsanları sorgulamaya çağırdı. Asla bireylere saldırmadı. O, fikirlerle çatıştı. Asıl meselenin, kalıcı çözümün de kafa yapısını değiştirmek olduğunu biliyordu ki ölümüyle insanlığa bir mesaj vermek istedi. Devleti idare edenleri değil, devleti böyle idare etmeyi, bireyin diğerlerini sömürmesi fikrini hedef aldı.
Bu yüzden, ey yargıçlar, ölüm karşısında umutsuz olmayın, ve pekinlikle bilin ki, ister bu yaşamda olsun isterse ölümden sonra, iyi bir insanın başına hiçbir kötülük gelemez. O ve onun olan hiçbir şey Tanrılar tarafından gözardı edilmez; ne de benim yaklaşan sonum yalnızca bir şans sonucunda olmuştur. Ama açıkça görüyorum ki benim için en iyisi şimdi ölmek ve sorunlardan kurtulmak olacak. Bu yüzden bilici hiçbir belirti vermedi. Bu nedenle de beni mahkum edenlere ya da suçlayanlara kızgın değilim; bana hiçbir kötülük yapmış değiller, gerçi beni mahkum etmedeki amaçları bana bir iyilik yapmak değil ama beni yaralamak olmuş olsa da; ve bunun için onları biraz kınayabilirim. Gene de onlardan bana bir iyilikte bulunmalarını isteyeceğim. Oğullarım büyüdükleri zaman, ey dostlarım, eğer varsıllık konusunda ya da başka herhangi bir şey konusunda erdem için olduğundan daha fazla kaygı gösterirlerse, ya da eğer gerçekte birer hiçken bir şeymiş gibi davranırlarsa, sizden onları cezalandırmanızı, benim sizlere sıkıntı verdiğim gibi onlara sıkıntı vermenizi isteyeceğim; o zaman uğruna kaygı duymaları gereken şeyle kaygı duymadıkları için, gerçekte bir hiçken bir şey olduklarını düşündükleri için, benim sizleri azarladığım gibi siz de onları azarlayın. Eğer bunu yaparsanız, hem ben hem de oğullarım sizden hakça davranış görmüş olacağız.

 Kaynak: http://www.dmy.info/sokratesin-savunmasi/

Dünyanın En Dikkat Çekici 12 Üniversite Kampüs Binası


1. Universidad Nacional Autónoma de México Kütüphane Binası


www.businessinsider.com
Her duvardaki görseller, Meksika tarihinin bir kısmını temsil ediyor.

2. Bradfield Hall, Cornell University -NY

www.businessinsider.com
Neredeyse hiç pencere olmayan bu bina, ortaçağ kalelerini anımsatma amacıyla yapılmış. Ziraat fakültesi olarak kullanılıyor.

3. Universita Degli Studi Di Torino - İtalya

www.businessinsider.com

4. The Graduate Centre, London Metropolitan University

www.businessinsider.com

5. Lomonosov Moscow State University, Rusya - Dünyanın en yüksek üniversite binası! Yaklaşık 250metre yükseklikte

www.businessinsider.com

6. Mode Gakuen Cocoon Tower, Tokyo - 3 üniversiteye birden hizmet veren bir öğrenci yurdu

www.businessinsider.com

7. The Philologische Bibliothek, Freie Universitat in Berlin - Sadece Filoloji kitaplarına ayrılmış bir kütüphane. Beyin şeklinde tasarlanmış

www.businessinsider.com

8. The Run Run Shaw Creative Media Centre, City University of Hong Kong

www.businessinsider.com
Bilgisayar mühendisliği ve medya teknolojileri bölümleri

9. The Sharp Centre for Design, Ontario College of Art and Design

www.businessinsider.com

10. The Swanston Academic Building, Royal Melbourne Institute of Technology - Avustralya

www.businessinsider.com

11. The Roland Levinsky Building, University of Plymouth - İngiltere

www.businessinsider.com

12. Universiteitsbibliotheek KU Leuven - Katholieke Universiteit Leuven, Belçika

Dünyanın En Güzel 15 Üniversite Kütüphanesi

Central Library, University of Technology, Delft, Hollanda
Codrington Library, All Soul’s College, Oxford University, İngiltere
Cornell Law School Library, Ithaca, NY, ABD
Duke Humfrey’s Library, Bodleian Library, Oxford University, İngiltere
George Peabody Library, Johns Hopkins University, Baltimore, ABD
La Sorbonne Reading Room, Paris, Fransa
Philological Library of the Free University, Berlin, Almanya
Queen’s College Library, Oxford University, Oxford, İngiltere
The Harper Library Reading Room, University of Chicago, ABD
The Trinity College Library, The Long Room, Dublin, İrlanda
The University of Coimbra General Library, Coimbra, Portekiz
University of Michigan Law Library, Ann Arbor, ABD
University of Salamanca Library, Salamanca, İspanya
akademikperspektif.com
Widener Library, Harvard University, ABD
Beinecke Rare Book and Manuscript Library, Yale University, New Haven, ABD